İstanbul’da yeterli bir üniversite kazanmıştım. Üniversitede birinci yılım kaynaşma partileri yerine ağır atölye çalışmalarında geçti. Günün 14 saati okulda geçiyordu. Yurtta çalışabilecek ortamım da yoktu. Ağır olan derslerime çalışabilmek için meskene çıkmak zorunda kaldım. Aslında İstanbul’da yaşayan Remzi abim kendilerinde kalmam için çok ısrar etmişti, lakin onlara yük olmak istemedim. Yeniden de tuttuğum konut onlarla birebir mahalledeydi. Bir binanın çatı katında kaçak yapılmış, bir kulübe havasında, huzurlu ve hoş, küçük bir daire idi. Bina sakinleri efendi bir öğrenci olduğum için beni sevmişler ve kollamaya başlamışlardı. Her akşam başka dairelerden yemekler geliyordu. Çok geçmeden mahalleli ile de kaynaştım. Esnaflar dükkanını, tezgahını emanet edip giderlerdi…
Remzi abim 40 yaşında yeni evlenmişti. Karısı çok hoş Rus bir bayandı, her vakit beğenmişimdir. Her gece düşlerimi süslese de ablam üzere davrandım daima. Üniversitede daima sevgililerim oldu. Cinsel açıdan fazla aktiftim. Ancak sorun meskene kız arkadaşlarımı getirememekti. Bir iki getirdikten sonra komşulardan biri sert bir lisanla uyarmıştı beni. Bu sebepten yengem bana art çıkıp kızları atacak mesken olarak kendi meskenlerini kullanmama müsaade veriyordu. Kendisini arayıp, “Yenge arkadaşla proje yapacağız!” dediğimde çabucak kendine bir iş uydurur ve konuttan ayrılırdı. Çarşafa akan döllerimi yengem görmesin diye çabucak çarşafı toplar makinaya atardım. Ortada unuttuğum yahut çabuk ile toparlamaya fırsatım olmadığı da olmuştur. Birkaç sefer yengem erken geldiğinde gürültümüze şahit olmuştu. Hatta bir seferinde kızı gönderip duşa girdiğimde yengem banyoda beni duş alırken görmüştü. Yengeme karşı hiç yanlışım olmasa da, bir kirli külotunu çalmıştım. Bir de dükkanlarında olduğumuz vakit dar olan tezgah ardında hafif sürtünmeler oldu…
Üniversite bitti, işe başladım. Tıpkı meskende oturmaya devam ettim. Yengeme içten içe vurgundum. Denize, havuza, pikniğe birlikte giderdik. Benim tek yaptığım şey çaktırmadan yengemi kesmek olurdu. İzmir’de kendi işimi kurmak için terkettim İstanbul’u. Haftada 2-3 sefer Remzi ağabeyimle, 1-2 sefer yengemle kesin telefon konuşması oluyordu. Artık uzaktaydım ve yengemi görememek beni yoruyordu. Hiçbir bayan o yorgunluğu dindiremedi.
Bir gün öğlenden sonra 4 üzere Whatsaptan yengem bir fotoğraf gönderdi. Kestirdiği saçlarını görmem için yandan çekilmiş bir fotoğraftı. Fotoğrafta dikkatimi çeken saçlarından çok füze üzere duran göğüsleri oldu. Beyaz süveter içinde görünüm şahaneydi, büyüklerdi ancak gerçekten büyüklerdi. Çabucak aradım ve “Yenge, abim kıskanır, bu fotoğrafı kimseye gösterme!” dedim. Saçlarını beğendiğimi düşündü ve o harikulade Rus aksanıyla, “Teşekkür ederim, lakin abin kıskanmaz. Zati kendisi çekti o fotoğrafı. Yalnızca arkadaşım Gülay’a ve sana gönderdim!” dedi. Ben de, “Saçlarından ötürü kıskanmaz yenge, fakat göğüslerin çok muhakkak olmuş, ondan kıskanır!” dedim. “Olur mu canım, muhakkak değil, hem süveter var…” falan dedi. Ben de, “Tamam o vakit bir daha bak o denli konuşalım!” dedim.
Baktı ve bana hak verdi. Yengemle çok kere benim çıktığım kızlar hakkında konuşmuştuk, lakin birinci kez kendisi hakkında konuşuyorduk. Artık mevzu kapanmadan ilerletmek istiyordum muhabbeti, yoksa bir daha fırsat olmayacaktı. Göğüslerinin çok hoş göründüklerinden bahsettim ve “Süveterle böyleyse süvetersiz nasıllardır diye düşünüyorum!” dedim. Yengem, “İyidirler sanırım, Remzi’ye sorman lazım!” dedi. Ben de, “Sorayım da beni vursun değil mi?” deyince güldük. Dalga geçti benimle, “İstersen Topless göndereyim?” dedi. “Olurrrr! Bekliyorum!” dedim ve kapattım telefonu.
Aradan 10 dakika geçti, benim ellerim ayaklarım buz üzere olmuştu. Artık ok yaydan çıkmıştı ve en fazla bir daha benle konuşmaz diye düşünüyordum. 10 dakika çok uzun gelmişti. Tekrar aradım ve “Göndermedin?” dedim direkt. Yengem, “Saçmalama!” diye karşılık verdi. Fakat ben geri adım atmamakta kararıydım. “Yenge, sen soktun aklıma, göndermezsen aklım daima orada kalacak, çıldırabilirim!” diye sevimlilikler yaparak mevzuyu dağıtmadan baskı yaptım. Yengem sonunda, “Tamam, yalnızca bir tane göndereceim, fakat çabucak sil!” dedi. “Tamam!” dedim ve kapattım. Tekrar beklemeye başladım.
5 dakika sonra hala gelen bildiri yoktu. Aradım meşgul yaptı. Çabucak akabinde ileti bildirimi geldi. Gelen olağanüstü bir fotoğraftı, ancak sütyenli! Tekrar aradım. Bu sefer sevimlilikten uzak, erkeksi ve kendinden emin formda, “Yenge, plajda ve havızda seni en az 50 defa bikiniyle gördüm, istediğimin ne olduğunu biliyorsun!” dedim ve kapattım.
15 dakika sonra yine bir ileti bildirimi ve o beni benden alan fotoğraf ekranımdaydı. Büyük, beyaz, yusyuvarlak, dik göğüsler. Hem de hayranı olduğum bayandan. Bu fotoğraf ile hususun açılmasını sağlayan fotoğraf ortasından 5 saat geçmişti. Saat 21:00’i bulmuştu. Abim dükkanı gece 1’de kapatıyordu. Hala 4 saat kadar vaktim vardı. Değerlendirmem gerekiyordu ve değerlendirdim de. Aradım ve 2 saate yakın hoşluğundan, yıllardır içimde tuttuğum fikirlerimden bahsettim. Yeterlice gevşedi ve birinci başlarda yalnızca dinleyen yengem hususa müdahil olup sohbeti uzatmaya başladı.
Yengeme, “Bana 5 dakika müsaade et, banyoya gitmem gerek!” dedim. Hınzırlaşmıştı yengem, neden olduğunu çok âlâ anlamıştı. “Çişin mi geldi sohbetimizden?” dedi. Ben de güldüm ve “Sen neyimin geldiğini çok güzel biliyorsun!” dedim. “Kapatma telefonu, işine bak, ben dinlerim!” dediği vakit bu işin sonunda skor olduğu gün üzere meydana çıkmıştı. Yalnızca bir defalık bir telefon muhabbetinden çok ötesi olacaktı.
Kapatmadan banyoya gittim ve kulaklıkla konuşmaya devam ettim. “Yanımda olsaydın o göğüsleri çürütene kadar ısırır, emerim. Az sonra akacak olan döllerimi üzerine attırırım, göğüslerini ortasına sokar ortasında git-gel yaparım!” diyerek 31 çekiyordum. Az sonra yengemin de nefes alış verişi değişti. Anladım ki o da kendisiyle ilgileniyordu. Çabucak, “Görüntülü konuşalım!” dedim. Ancak o, “Olmaz!” dedi. Birinci seferden ürkütmek istemedim, “Tamam!” dedim, fakat konuşmaya devam ettik. Boşalırken banyoda kirletmediğim fayans kalmadı. Sonrasında keyifli mesut kapattık ve fotoğrafa bakarak uyudum.
Sabah erkenden uyanıp işe gitmem gerekiyordu. Yeni şahıslarla tanışıp, çok işler başarmak istiyordum. Memur çocuğu olmam sebebiyle ailem daima, “KPSS için çalış, memur ol!” diyen insanlardı, ancak ben hırslıydım. Memur olup güçlü olamazdım. Ağır çalışma temposuna ilaveten her gece 2 saat kadar yengemle telefon seksi yapıyorduk. İmajlı aramalara başlamıştık. Göğüslerinin hoşluğu amının ve götünün hoşluğunun yanında sönük kalıyordu. Artık sanal sevgilim olmuştu yengem. Birinci fırsatta yanına gidip sevişmek istiyordum, lakin işlerden ötürü fırsat bulamıyordum.
Aradan 6 ay geçmişti. İstanbul’da bir ihale görüşmesine çağırdıklarında en sonunda beklenen fırsat elime geçti. Gitmeden evvel yengeme haber verdim. Havalara uçuyorduk ikimiz de. İş randevumdan 2 gün öncesine aldım biletimi. Yılların hasretini dindirmem gerekiyordu ve yanan iki vücudun birbirini söndürmesi gerekiyordu. Havaalanına iner inmez taksiye binip daha evvelce ayarladığım otele gittim. Ortadan çok geçmeden yengem geldi. Ne olduysa o an oldu. Yüzü asık, gergin ve geldiğimden hiç şad olmamış üzereydi. Çok sinirlendim. Oturduk, sohbet kahvaltı, kahve derken, yengem, “İki gün evvel adetim başladı!” dedi. Aklımı kaçıracaktım. Elimizden gelen yalnızca öpüşmek ve göğüsleriyle oynamak olacak diye hayıflandım.
Öpüşmeler, elleşmeler, mıncıklamalarla vakit geçerken pantolonumu indirdim. Birinci kere dokundu yengemin eli yarağıma. Ateş üzereydi eli. Okşadı, öptü, yaladı ve sonrasında hayatımın en hoş oral seksini yaşattı bana. En sonunda taşaklarımı yalayıp 31 çektirerek boşalttı göğüslerinin üzerine. Doymamıştım, lakin elden birşey gelmezdi. İkinci kahveleri içip bir daha oralle boşalttı. Bu sefer ağzına boşaldım. 5 gün burada olacaktım daha, gerekirse bir iki gün daha uzatabilirdim. Duşa girdim çıktım. Yengem konuta gitti. Ben de yarım saat sonra eski mahalleme gittim. Mahalle eskisi üzereydi. Hoş karşıladılar. Yedik, içtik, hasret giderdik. Sonra abimin yanına uğradım. Sarıldık çabucak ve güzel beş faslına geçtik. Abim konuşurken aklımda yalnızca yengemin yaklaşık 1 buçuk yıldır sanal sevgilim olması ve daha bu sabah göğüslerine ve ağzına boşaldığım geliyordu. İçten içe bir pişmanlık ve inceden bir gurur…
Az sonra abim yengemi aradı, “Dükkana gelsene, toptancıya gitmem gerek!” dedi. Ben de sevindim, ağabeyimle gezeriz diye. Oysaki abim yengeme sürpriz yapmak için o denli demiş. Biraz sonra yengem geldi. Beni görünce şaşırması, gelip sarılması, son 1 buçuk seneyi hiç bir biçimde çaktırmaması oskarlık bir performanstı. O geceyi abimlerde geçirdim. Abimin lavaboda olduğu sırada yengemi mıncıkladım. Heyecanı anlatamam. Hatta gece bir orta ağabeyimle yengemin yatak odasına kadar gidip yengemi kaldırdım ve bir parti daha ağzına boşaldım. Kalp krizi geçirmek üzereydim heyecandan.
Ertesi sabah kahvaltı yaptık, akabinde ben çıktım, otele döndüm. İhale ile ilgili son çalışmaları yaptım ve akşamki toplantıya hazırlandım. Toplantı geç saatlere kadar uzadığı için yorgun argın otele döndüm.
Sabah erken kalkıp çıktım, kahvaltı için abimlere geçtim. Abim hala uyuyordu, kapıyı yengem açmış beni içeri almıştı. İçeri girerken yüzünde hınzır bir gülümseme farkettim. Lakin asıl olay benim içimdeki tuhaf histi, yengemi görünce azgınlık başıma vuruyordu. Yatak odası ile mutfak zıt pozisyondaydı. Abim uyansa bile bizi farkedemezdi. Çabucak öpüşmeye başladık. Öpüşürken yengemin göğüslerini ve götünü yoğuruyordum. Götüyle oynarken elimi tutup eşofmanın içine soktu. Altında külot olmadığını farkettim ve o an içeri girerken oluşan hınzır gülümsemeyi çözdüm. Adeti bitmişti. Tekraren defa imajlı görüşmelerde gördüğüm göt ve tatlı am birinci kez elimin altındaydı.
Sonra yengem kulağıma, “Yorgunsun ve uyuman gerek!” dedi. Anlamıştım, “Tamam!” dedim. Daha fazla oynaşmadık ve yengem kahvaltı hazırladı. Abim uyandı, kahvaltı yaptık. Ben yorgunluğu mazeret edip uyumak istediğimi söyledim. Abim dükkanı açmaya giderken yengem de beraberinde gitti. Şimdi sabah saat 9 bile olmamıştı. Meskenden çıktıklarında gerçekten uzandım ve uyumuş kalmışım…
Birden yarağımla oynandığını farkettim ve uyandım. Saat 11 olmuştu ve yengem meskene gelmişti. Abimin konutunda, salonda karısı yarağımı yalıyordu. Yengemi üzerime çektim ve öpüşmeye başladık. O sırada ellerimiz saldırgan bir biçimde karşılıklı bedenlerimizi araştırıyordu. Her yerde eller vardı güya. Öpüşüp sevişirken çırılçıplak kaldık ikimiz de. Apansız 69 konumuna geçtik. O benim yarağımı yalarken ben de birinci kere amını yalamaya başladım. Rus bir bayandan yakışıksız bir am bekleyemezsin zati. Am dudaklarını ayırmadan içini göremezsiniz, yalnızca bir yarık olan bu am 1 buçuk yıldır sanal sevgilim ve daha öncesinden beni benden alan yengemin amıydı. Yalamaya doymuyordum, yengemin yarak yalama konusundaki maharetlerini ise anlatamam. Taşaklarımı ve yarağımı güya iki farklı kişi tıpkı anda yalıyor üzereydi. Yengemin de amı hoş kokuyordu. Orta sıra amının üzerindeki halli bırakılmış kılları dişlerimle çekiyordum. Yengem inliyordu.
Sonunda dayanamadım ve yengemi altıma aldım. Misyoner olduk, bir taraftan öpüşürken öbür taraftan yavaş yavaş yengemin daracık amına giriyordum. Tabanına kadar girdiğimde apansız ikimiz de kendimizden geçtik ve ben hızlanmaya başladım. Uykudan yeni uyanmış, dinlenmiş olmam, uzun vakittir bu anı bekliyor olmam üzere sebepler birleşince çok dayanamayacağımı farkettim. Yavaşladım ve yengemi üzerime aldım. Her zıplamasında göğüslerinin de zıplaması beni benden aldı. Yengem üstte olduğu için suratı kendine nazaran ayarlayıp çok sürmeden orgazm oldu. Yanıma yığıldı kaldı. 2-3 dakikalık dinlenmeden sonra yarağımı tekrar ağzına aldı ve akabinde domaldı. Domalır domalmaz gerisine yanaştım ve sert bir biçimde amına girdim. Götünün yanaklarını her sıktığımda, vurduğumda elimin izi çıkıyordu bembeyaz cildine. Çok sürmeden titreye titreye boşalmaya başladım. Ben içine boşalırken yengem de bir daha orgazm oldu. İkimiz de yatağa yığılıp kaldık.
Yarım saat sonra bir daha sevişmeye başladık. Yengem bu sefer birinci seferin heyecanını büsbütün attı ve çok daha etkin bir role büründü. Yan yattı ve beni ardına aldı. Ben amına girmeye çalışırken yarağımı tuttu ve götüne dayadı. “Lütfen yavaş ol, çok uzun vakittir birinci sefer arttan olacak, Remzi günah diye istemiyor!” dedi. Götüne girdiğimde yengem hayatımın sikişini yaşattı bana. Büzüğünü sıkıp bırakarak güya sikimi sağıyordu. Birinci sevişmemizin üzerinden şimdi yarım saat geçmesine karşın dayanamadım ve 15 dakika içinde boşaldım bu maharet karşısında. Kalktık, duşa girip temizlendik. Saat 1’e gelmişti. Daha 3 günüm vardı ve yengeme ayırabileceğim kâfi vaktim.
